Yemeğinizi Hazırlama, Sunma ve Yemekten Keyif Alma

13/08/2023

Son yıllarda insanlar beslenmenin temelleriyle ilgili gittikçe artan düzeyde farkındalık sahibi oldu. Kalorileri sayıyoruz, yeterince protein alıp almadığımızdan endişe duyuyoruz, kolestrolden kaçınıyoruz ya da demir eksikliğine dikkat ediyoruz. Ama ancak bir yaşam sevinci azalan, yemek yemenin yalnızca bazı besinleri karıştırmaktan ibaret olduğunu iddia edebilir. Günün birinde vücudumuzun gereksinim duyduğu tüm besinleri içeren bir süper hap geliştirileceği ve böylece yemekle bir daha asla zaman kaybetmeyeceğimiz farz edilmiştir. Böyle bir hayatta insanlar sadece en büyük hazlarından birini yitirmiş olmayacak, aynı zamanda sağlığını da yitirecektir. Yemeğin bilinçli bir şekilde hazırlanması, sunulması ve yerken keyif alınması sağlığımıza çok daha fala katkıda bulunuyor.

Yeme deneyimi üzerine biraz düşünelim. Hemen hepimiz, güzel hazırlanmış ve arkadaşlara birlikte rahatlık içinde yenmiş bir yemeğin nasıl hissettirdiğini iyi biliriz. Mendilinizi bir kenara koyup, sandalyenizi geriye doğru çekip masadan uzaklaştığınızda üzerinize büyük bir rahatlık çökmüş gibi hissedersiniz. Konforlu, uykulu bir histir. Bir süre oturup gevşemek istersiniz, hatta belki biraz uyuklamak. Bu kadar keyiflendirci bir yemeğe kim paha biçebilir? Günlük rutinden bir an olsun uzaklaşmamızı sağlayarak vücudumuzun ve zihnimizin ihtiyacı olan gerekli molayı vermemimizi sağlar. Yaşamımızın hastalık üretici stresini azaltmakla harikalar yaratırız.

Ama yine de meşgul bir adam vardır, gazetesine gömülmüş, son birkaç lokmayı mideye indiren. Ona, “Öğle yemeğiniz nasıldı?” diye sorulduğunda bir an durup, “Ne yemiştim ben” diye düşünmesi gerekir.

Tabii bazı zamanlarda, planlama konusunda çokça çaba göstermemize rağmen, hızlıca yemek ve sadece bedenlerimize gereken yakıtı almak zorunda kalırız.Yine de sağlıklı beslenmenin ilk temel kuralı bilinçli bir şekilde yemeğe zaman ayırmaktır. Bunu yapamayacaksanız hiç yememeniz daha iyi.

İkinci kural ise ilk kural ile bağlantılıdır ve bu kuralda hoş ve rahatlatıcı bir ortamda yemek yemektir. Her restoran işletmecisi bilir ki lezzetli yemekler sunmak başarının sadece yarısıdır, bunun diğer yarısı ise çekici bir atmosfer yaratmaktır. Yumuşak ışıklandırma, ilgi çekici bir dekor, hoş bir servis… Restoranlara iyi yemek için gittiğimiz kadar bu özellikler için de gidiyoruz. Esasında restoranlara dinlenmek için bile gittiğimiz söylenebilir, yemeğimizden tat alıp onu sindirebilmek için yeterince gevşemiş hissetmek için orada oluruz. Evimizde masayı hoş bir şekilde düzenlemeye, televizyon ve radyo gibi yemeğimizden dikkatimizi uzaklaştıracak şeyleri kapatmaya birkaç dakika ayırıp iyi alışkanlıklara göre davranarak rahat bir ortam yaratabiliriz. En iyisini hak ettiğinizi düşünerek kendinizi ve ailenizi şımartın. Her öğünün çok özel bir iş olduğunu; menü ne kadar basit, ortamımızda ne kadar mütevazi olursa olsun yemeklerinizin size paranın satın alamayacağı ölçüde sağlık, güvenlik ve takviye sağladığını düşünün.

Bu bizi bir sonraki noktaya getiriyor. Yemekler nezaketle sunulmalıdır. Yemeğiniz önünüze geldiğinde sadece görüntüsü bile beyninize, “Bu yemek beni keyiflendirecek, besleyecek ve iyi hissedeceğim,” diye sinyal göndermelidir. O zaman anında rahatlarsınız, sindirim sıvıları harekete geçer ve sevildiğinizi hissedersiniz. En taze ürünlerle en muhteşem gurme aşçı tarafından hazırlanmış en besleyici yemeğin bir tabağa atılıp, gönülsüzce ya da düşmanca bir tavırla önünüze konmasındansa karton kemirmeyi tercih edersiniz. Bu bedene bu bakım sağlamaz.

Yemeğinizi nezaketle sunmak, özellikle kendi başınıza yaşıyorsanız ve kendi kendinize sunuyorsanız çok önemlidir. Bu durumdaki kişilerin, yemek hazırlığı için zaman ayırmamaları aslında kendi kendilerine yaptıkları bir haksızlıktır. Kolaylık adına, hazır yemeklere bağlanırlar ve hatta daha da kötüsü buzdolabının kapısının önünde durup, kapıyı bile kapatmadan doğaçlama bir öğün yerler! Akşam yemeğinde tek bir haşlanmış patates bile olsa onu çukur bir tabağa koyup, yarıya kesip azıcık tereyağı eklenebilir, bir tutam maydanoz atılabilir ve sofrada önünüze koyup keyfini çıkarabilirsiniz. Zihninize ve bedeninize ayaküstü on paket patates kızartması yemekten daha çok fayda sağlayacaktır. Yemeğiniz incelikle önünüze geldikten sonra, bir dakikalığına durup bu yemek için duyduğunuz şükran üzerine düşünün. Dünyada ki her dinde yemekten önce söylenen bir dua vardır. Neden? Çünkü evrende doğal bir denge tamamlanmaktadır. Bize besin verilmiştir ve bu nedenle bu besini sağlayan kaynağa bir şekilde teşekkür sunmak gerekir. Tanrı inancı olmayan tümüyle dinsiz bir kişi bile olsanız, hayata ya da evrene veya doğa anaya karşı, süregelen varoluşunuz için şükran duyabilirseniz.

Yemeğinizi sevgi ve özenle hazırlayın. İnsanların  sıklıkla “BU yemek bolca sevgi ile hazırlandı” dediğini duyarız. Fark edemediğimiz şey bunun doğru olduğudur. Düşüncelerimiz ve hislerimiz hazırladığımız yemeği gerçekten etkiler. Bilim düşüncelerimizin de hareketlerimiz kadar çevremizdeki dünyayı ve insanları etkilediğini yavaş yavaş keşfetmeye başladı. Yogiler bunun önemini bilir. Dünyaya hükmetmek istiyorsanız önce zihninize hükmedin derler. Sadece olumlu düşünceleri yansıtmayı öğrenirseniz dünya da size olumlu yansıyacaktır. Yiyeceklerle şifa dağıtmak istiyorsanız, yemeği hazırlarken olumlu, iyileştirici düşünün. Böylece yemeğiniz hem besin ve takviye dolu hem de düşüncelerinizle şifalı olacaktır.

Posted in Genel
\

Rezervasyon Formu
Reservation Form

    error: İçerik korunmaktadır!