Vücut ağırlığınızı yaklaşık 34’e bölerek, içmeniz gereken su miktarını ölçebilirsiniz.Yani, 68 ağırlığındaysanız, her gün 2 litre su içmelisiniz.Eğer sporcuysanız veya sıcak bir ülkede yaşıyorsanız ,bu miktarı artırmanız gerekecektir.Benzer şekilde, alkol, kafeinli içecekler veya diğer diüretik içecekler kullanıyorsanız, daha fazla su içmeniz gerekir, çünkü sıvı tüketiyor olsanız bile ,bu sıvılar hücrelerden nemi çeker.
Suyunuzu oda sıcaklığında için.Ayurveda geleneği, oda sıcaklığında suyun sindirim sistemine soğuk sudan daha iyi geldiğini söyler. Tek seferde hepsini içmek yerine gün içinde sürekli olarak yudumlayın. Bu, dokularınıza hidrasyonu emmesi için daha fazla zaman kazandırır ve tuvalete sık sık gitmeye ihtiyaç duymazsınız.
Kaliteli su içtiğinizde vücudunuz fark fark eder!
SABAHLARI İLK İŞİNİZ SU İÇMEK OLSUN
Her sabah uyandığınızda yapmanız gereken ilk şey,aç karnına 1 litre taze su içmektir.İlk olarak,su açlığındaki hücreleri nemlendirir.İkinci olarak, kalın bağırsağınızı toksinlerden temizler ve böbreklerinizin detoksifikasyon aktivitesini artırır.Üçüncüsü,metabolizmanızı yüzde 24’e kadar hızlandırabilir ve iştahınızı azaltabilir.Bunların her ikisi de sağlıklı kilo verme çabalarını destekleyen şeylerdir.
HÜCRESEL NEMLENDİRME
Siz su bazlı bir yaşam formusunuz. Büyüyen bir embriyonun yüzde 80’inden fazlası ve yeni doğanın yaklaşık yüzde 74’ü sudan oluşur. Kanın yüzde 80’inden fazlası ve beynin yüzde 75’i sudan oluşuyor. Vücudun ana filtresi olan karaciğerimizin yüzde 96’sı sudan oluşuyor!
Su hücrelere oksijen taşımak, atıkları gidermek, yiyecekleri sindirmek, besin maddelerini emmek ve özümsemek, vücut sıcaklığını korumak, yağ yakmak ve dokuları hoş tutmak gibi çok sayıda önemli vücut fonksiyonuna katkıda bulunur.Doğru su alımı aynı zamanda dolaşımı teşvik eder, boşaltımı düzenler, vücudun toksinleri verimli bir şekilde atmasına yardımcı olur, akneleri düzeltir, saç kaybını azaltır (su saç teli ağırlığının dörtte birini oluşturur) ve hatta tırnak etlerinizi ve tırnaklarınızı güçlendirerek kırılma olasılığını düşürür.
Su, cildi gençleştirir ve güçlendirir. Cildimiz birkaç katmandan oluşur. Pigmentleri, cilt hücrelerini ve proteinleri içeren, koruyucu, en dış tabakaya epidermis denir. Yaşlandıkça, bu tabaka incelir ve pigment içeren hücrelerin sayısı azaldıkça cildimiz daha soluk ve yarı saydam görünmeye başlar.Bir sonraki cilt tabakası kan damarlarından, sinirlerden, saç köklerinden, ter ve yağ bezlerinden oluşan dermistir. Dermis kırklı yaşlardan itibaren ona esneklik ve güç veren proteinlerin (kolajen ve elastin) azalmasıyla orijinal kalınlığının yüzde 20 ila 80’ini kaybeder. Derinin son tabakasında dermisin altındaki tabaka bazı kıl folekülleri, kan damarları ve yağ bulunur. Bu tabaka kişi yaşlandıkça küçülür, dolayısıyla yaşlı cilt görünümünü buradan alır.
Yaşlandıkça cildin yaşadığı değişiklikleri durduramayız, ancak süreci yavaşlatmak ve cildimizin daha genç görünmesini sağlamak için bazı şeyler yapabiliriz. Nemlendirme esastır ve cilt sağlığını korumanın en kolay yollarından biridir. Ayurveda’da yaşlanma aslında bir dehidrasyon süreci olarak kabul edilir. Su cildimizin yapısını destekleyerek, her hücrenin sulu ve dolgun kalmasını sağlayarak dış yüzeyde parlak bir cilt oluşturur.Cilt kandan besin alan son yerdir, bu nedenle düzenli egzersiz yapmak cildin daha uzun süre daha genç görünmesini sağlar. Nemlendirmenin ve egzersizin yan sıra, çok fazla güneşe maruz kalmanın kırışıkları artırdığını ve kösele görünümlü bir cilde neden olduğunu unutmayın ve cildi nemlendirmek için yalnızca hindistancevizi veya jojoba gibi saf yağlar kullanın.