Geleneksel Tat; Park Fora
Öncelikle Park Fora’ya gittiğinizde karma bir misafir profili ile karışılaşırsınız. Çinliden Lübnanlıya kadar her tür elit insana rastlamak mümkündür.Son yıllarda yeni bir atakla kral yengeç ve canlı istridye ithal ederek bir fark yaratmıştır. İstanbul’da bugün sayılı balık lokantasında bu kadar çeşitli deniz mahsülüne rastlayabiliyorsunuz. Ayrıca Amerikadan gelen ıstakozları da unutmamak lazım.
Aslında Park Fora’nın menüsünde geleneksel mezelerin ara sıcakların yanında değişik mutfak lezzetleri de var. Şef Musa Değirmenci’nin spesiyalleri sütte balık, beğendi yatağında iri karides, kalkan tandır gibi.Bunlar dışında değişik ülkelerden sevilen deniz mahsülü lezzetleri de mevcut. Aslında sevilen demek yerine Türk damak tadına uygun demek daha doğru olur.
Bunlar arasında fark yaratan İspanyolların milli yemeği paella. Yine Fransız mutfağından krep içinde deniz mahsülleri, Belçika’nın ünlü yemeği denizci usulü midye, son yıllarda özellikle dülger balığından yapılan bir Akdeniz yemeği olan balık kavurma ve şarap soslu ahtapot son derece lezzetli tatlardandır. Bu arada son yıllarda balık restorantlarının menülerinde sıklıkla rastlanan deniz mahsüllü kokoreç.
Şimdi gelelim geleneksel lezzetlere… Tabi ki tuzda balık, pisi meuniere, dil kardinal ve mevsiminde kiremitte palamut, kağıtta balık ve fırında şarap soslu balık en tercih edilenler. Hatta bu liste daha da uzayıp gidiyor. Biz gelelim ağız tadımızı noktalayacak lezzetlere. Çikolatalı sufle, mevsiminde kabak tatlısı, incir tatlısı ve de yılların değişmez tatlısı fırında helva.Eski geleneksel balık restoranlarını temsil ettikleri gibi yeni tatların ve lezzetlerin de öncülüğünü yapıyorlar. İstanbul’un balık restoranları içinde Süper Lig’de oynayan bu takımın kaptanları Ali Rıza Yılmaz ve İlhan Çulha’yı candan kutluyorum.
Gurme Reha Arar’ın kaleminden Park Fora.