Türkiye’de akıcı veya göçücü diye adlandırılan balıklar kışı Akdeniz’in veya Marmara’nın en derin sularında geçirmek üzere gelir ve sonra da daha yumuşak mevsimleri geçirmek üzere Karadeniz’e gitmek için Boğazlar’dan geçer. Balıkçılar tarafından bu geçişler Anavasya(çıkış)ve zıt anlamda Katavasya (iniş)diye adlandırılır.Sadece kış süresince Akdeniz’de yaşayan bu balıkların ancak bazı türleri,o da nadiren, bu bölgelerde avlanır.Bu balıkların büyük kısmı Marmara Denizi’nde ve Boğaziçi’nde avlanır.
Balıklar Karadeniz’e çok daha zengin olan besinleri bulabilmek için çıkar ve Karadeniz’i ancak fırtınalar ve kötü kış koşulları başlayınca terk edip Marmara ve Akdeniz’e inerler. Kötü havalar başlayınca, derin ve karanlık sulara inemeyen balıklar Karadeniz’i terk etmek zorunda kalır, birbirlerini izleyerek Marmara’ya ve daha sonra büyük bölümü Akdeniz’e göçer. Böylece sonbaharda, Kuzey’in dondurucu rüzgarları esmeye başlayıp Karadeniz’in sularını alt üst edince, ilk önce palamutlar yola koyulur ve Boğaz’a girer. Eğer fırtına devam etmezse çok yavaş hareket ederler, Marmara’ya geçmeleri neredeyse bir ayı bulur. Aksine fırtına devam ediyorsa o zaman Boğaz’dan geçmeleri de hızlı olur. Palamutlardan bir ay sonra torikler yola çıkar. Toriklerin Boğaz’a girdiği sırada, uskumrular da Boğaz’ın girişine yaklaşır ve torikler Boğaz’dan geçene kadar bir süre girişte beklerler. Genel olarak kasım sonunda torikler Marmara’ya geçmiş olurlar.O zaman uskumrular da Boğaz’a girerler; havanın güzelliğine göre palamutlar ve torikler hala İstanbul sularındaysa, uskumrular birkaç hafta Boğaz’da kalır. Marmara’nın karasularında bu balıklar gözükmez olduktan sonra uskumrular bu denize girer.
Uskumrular kışı Marmara’da geçirirler, ürer ve ilkbaharın ortasında, toriklerin yeniden görülmesinden önce, Karadeniz’in yolunu tutarlar. Torikler onları izler. Bu üç gezginin dönemleri şöyledir; uskumru, torik, palamut