Derya kuzularının keyfini çıkartabilmenin beş şartı vardır. Birinci şart,onların tezgaha gelmeden önceki yani sudaki hallerini bilmektir. Bir işten,bir insandan ya da bir şeyden keyif almak; ancak onu sevmekle, merak edip tanımaya çalışmakla olur. Farklı deryaların kuzularından keyif almak için onları sevmek, tanımak ve her hallerini bilmek gerekir. Balığın sudaki hallerinden sofradaki hallerine, öykülerinden mitlerine kadar her şeyinden zevk alırsınız. Bilinçli tüketim için biyolojik özelliklerinden sağlığa faydalarına kadar derya kuzularıyla ilgili her bilgi hazinedir sizin için! Tanıdıkça, sevginiz tutkuya dönüşür, vazgeçilmeziniz oluverir! Tezgaha gelmeden önceki hallerini bilirseniz satın alırken, saklarken, pişirirken ve sunarken daha da bir keyif alırsınız.
Balık Etinin Yapısı ve Besin Değeri
Balık eti, diğer et ürünlerine göre bağ dokusu bulunmadığından daha yumuşaktır. Balıkların kasları kısa lifler ve gevşek dokulardan oluştuğu için eti diğer etlere göre daha kısadır. Fazla pişirme ve uzun süre marine etme, balık etinin liflerine ayrılmasına neden olur. Eskiden balıkçıların “Fakir gıdası değil, fikir gıdası bu!” diye bağırarak sattıkları balığın besin değeri açısından ucuzu ve pahalısı arasında fark yoktur. Çok iyi bir besin kaynağı olan balık, düzenli olarak tüketildiğinde vücudun temel besin ihtiyaçlarının çok büyük bir kısmını karşılar. Protein açısından zengin olması, fazla şeker ve nişasta barındırmaması nedeniyle diğer etlere göre daha kolay sindirilir. Balık etinin ortalama yüzde %65’i sudan oluşur.
Ayrıca balıklarda A ve D vitaminiyle birlikte E ve az miktarda da olsa K vitamini de bulunur. Dünyada ki bir çok ciddi kuruluşun yaptığı araştırma sonuçlarına göre, anne karnından itibaren haftada iki kez düzenli balık tüketiminin birçok sağlık problemini önlediği tespit edilmiştir. Balık eti, sağlıklı bir insan beyninin ortalama %10’unu oluşturan ve vücudumuz üretmediği için besinlerden almak zorunda olduğumuz çoklu doymamış yağ asitlerinden Omega-3 yönünden zengindir. Sağlıklı yaşam için anne karnından ölünceye kadar tüketilmesi gereken Omega 3’ün üç çeşidinden ikisi olan EPA ve DHA balıklarda bulunur. Bu yağ asitleri, kalp damar hastalıkları depresyon, migren, eklem romatizmaları, şeker hastalığı, yüksek kolestrol, kanser gibi hastalıklardan korunmak için önemli temel besinlerdendir ve göz sağlığı, kanın akışkanlığının sağlanması, beyin fonksiyonları açısından da oldukça faydalıdır.