Sardalyalar memleketimizde geçici balıklar arasında sayılırlar. Genellikle Ege ve Marmara’da bulunurlar. Denizlerin az soğuk ve ılıman bölgelerinde yaşayan sardalyalar büyük sürüler halinde İlkbahar’da Ege’den Marmara’ya geçerler. Marmara’da bulunurlar ise İstanbul Boğazını geçip boğazın Karadeniz mahalline varırlar. Sonbaharda ise bu göç tersine olur. Ege ve Marmara’da yerli olarak yaşayan ve göç etmeyen sardalya sürüleri de bulunur. Bu balıklar yaz aylarında kıyılara yaklaşır, kışın ise derin sulara çekilirler. Karadeniz’de az miktarda bulunan sardalyanın iri boylarına Akdeniz’de rastlanır. Bunlar ortalama 22 cm olup “Malta sardalyası” olarak adlandırılır. Ege ve Marmara’da yaşayanların ortalama boyları 15 santimetredir. Sardalya halk arasında “ateş balığı” olarak tanımlanır. Eskiden bu balıkların denizde ateş yakılmak suretiyle kabartılması ve ağlara vurdurularak yakalanmasından dolayı bu ismi almıştır. Yanlarından yassı ve füze şeklinde olan sardalya balığının ağzı ufaktır. Dişleri yoktur. Alt çenesi üst çenesine doğru kıvrıktır. Sardalyanın pulları iri olup derisine intibak etmemiştir. Bu yüzden pulları kolaylıkla dökülür. Sırtı yeşilimsi ve mavi renktedir. Sardalya kendini büyük balıklardan koruyamayan ve onlara yem olan bir balıktır. Canlı veya cansız, suda bıraktığı koku sayesinde lüfer, palamut, torik, küçük boy orkinos gibi balıkları kolayca oltaya çeker.
Dünya balıkçılık ticaretinde önemli bir yer alan sardalya balıkları gırgır ağlarıyla büyük miktarda yakalanır. Taze,tuzlanmış ve konserve halinde tüketimi çok yüksektir. Sardalya denizlerimizde mevcut balıklar arasında en lezzetlilerindendir. Izgarası,buğulaması veya asma yaprağında çok nefis olur.